- mers2.jpg (26.96 KiB) 8485 kere görüntülendi
MERS kısaltması İngilizce Orta Doğu Solunum Sendromu Koronavirüsü şeklinde açılımı olan bir salgın hastalığın adıdır. Diğer bir adı ise "camel flu" yani deve gribidir.
Hastalık ilk olarak 2012 yılında görülmüştür.
İlk görüldüğü yer Ürdün’dür.
Ama kısa zaman içinde Suudi Arabistan’da görülmüş ve oradan Dünyaya yayılmaya başladığı için genelde bu hastalığın çıkış yeri olarak Suudi Arabistan geçer.
Deve çiftliği bulunan iki kişide hastalık belirtileri gözlendi. Ardından develerde yapılan incelemelerde develerin kanında MERS-CoV'a rastlandı. Ancak develerin hiçbirinde herhangi bir semptom yoktu. Söz konusu bireylerin de sosyoekonomik düzeyi düşük, hijyen bakımından yetersiz ortamda yaşadıkları görüldü.
Virüsün nasıl başladığı ve hangi hayvandan geçtiği tam olarak bilinmese de en kuvvetli ihtimal develerden geçtiği yönde. Ek olarak bazı bulgular yarasalardan da bu hastalığın başlamış ve insana geçmiş olabileceği yönde. Ama çıkış yeri dikkate alındığında deve kuvvetli ihtimal oluyor.
- mers1.jpg (40.98 KiB) 8485 kere görüntülendi
Mikroplarla kirlenmiş yüzey ve eşyalarla temas etmiş ellerle ağız, burun ve gözlere dokunmakla; hapşırma, öksürme ve konuşma esnasında havaya atılan damlacıkların solunum yoluyla alınmasıyla virüs insanlara geçer. Hastaneler gibi sağlık ortamlarında da diğer hastalara ve sağlık çalışanlarına bulaş söz konusudur. Hastane dışında insandan insana bulaşın oldukça düşük oranda olduğu rapor edilmiştir.
Kişi virüsü kaptıktan sonra 2-14 gün arasında semptomlar gözükmeye başlamakta.Kovid-19 ile aynı belirtileri gösterir ama çok daha yavaş yayılır.
Ateş, titreme, baş ağrısı, baş dönmesi, boğaz ağrısı, kuru öksürük, nefes darlığı, kas ağrısı gibi genellikle solunum yolu hastalıklarının ortak özellikleri ilk şikayetler olarak ortaya çıkar.
Ayrıca kusma, ishal gibi gastrointestinal semptomlar da görülebilmektedir. Bazı vakalarda kanlı balgam görülmüştür. Ateş olmadan hafif solunum yolu hastalığı ve zatürre gelişmeden önce ishal ile gelen atipik vakalar da bildirilmiştir. Hastalık şiddetli olduğunda yoğun bakım ve solunum cihazına gerek duyulmaktadır. Bazı hastalarda da özellikle böbreklerde organ yetmezliği meydana gelmiştir. MERS-CoV vakalarının yaklaşık %30’ı maalesef hayatını kaybetmiştir.
Peki ölen bu kişiler virüsün bizzat kendisinden dolayı mı yoksa dolaylı yoldan mı vefat etti?
Ölenlerin çoğunda altta yatan başka tıbbi problemler(şeker, kanser, kronik akciğer, kalp ve böbrek hastalıkları gibi) vardır.
Bazı enfekte insanlarda semptomlar soğuk algınlığı belirtileri gibi hafiftir veya hiç belirti yoktur ve bunlar genellikle iyileşirler.
MERS-CoV enfeksiyonu için tavsiye edilen özel bir antiviral tedavi yoktur. Hasta izole edilir yani karantinaya alınır Semptomları hafifletmeye yardımcı olacak tıbbi bakım uygulanır. Ağır vakalarda geçerli olan tedavi hayati organ fonksiyonlarını desteklemektir.
Aşısı var mı?
Aradan 10 yıl geçmesine elimizde o kadar çok hasta örneği olmasına rağmen bir aşısı yoktur.
Bu da bize sonu Cov ile biten yana corona virüs ailesi dediğimiz hastalıklarda aşının zorluğu. Hatta imkansıza yakın olması.Varyantlardan dolayı imkansıza yakın tabirini kullandım.(Kişisel Yorumumdur)
Seyahat edenlere genel tavsiyeler bu tür hastalıkların çıkıp yayıldığı ülkelerde gezerken büyükbaş hayvan çitliklerinde bunmamaları ve genel hijyen kurallarına dikkat etmeleri. Eğer bu tür yerlere gidilmişse ellerin bol su ve sabunla yıkanması, kirli ellerle ağız-burun ve göze dokunulmaması.
Salgının görüldüğü ülkelere( Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Ürdün, Umman, Kuveyt, Yemen, Lübnan) seyahat edecek kişiler için risk mevcuttur. Arap Yarımadası dışında Güney Kore, Mısır, İngiltere, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Tunus, Malezya, Filipinler, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri’nde de vakalar görülmüştür.
Hac ve umre yolculuğu yapacak kişiler için el hijyeni, öksürük ve aksırık sırasında ağız ve burun kapatılması, solunum sekresyonları ile temas durumunda ellerin yıkanması akut ateşli solunumsal semptomları olan kişilerden en az 1 metre uzakta durulması,
Genel Kişisel Yorumum
Cov ailesi yani coronavirüs ailesinin solunum yolu rahatsızlıkları başta olmak üzere genelde tüm hastalıkların devası BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN kuvvetli olmasında.
Kişi doğal ve dengeli besleniyorsa, Güneşli havalarda bol oksijen ve Güneş alıp D vitaminini depoluyorsa çoğu hastalığı hafif semptomlarla atlatabilir.
Ama günümüz şehir hayatında güneş görmeden köstebekler gibi bir kapalı mekandan başka kapalı mekana yine yer altından giden kapalı metrolarla hayatımızı TÜKETİYORUZ.
Temiz hava yok, güneş yok, işlenmiş gıda bolca tüketip doğala ulaşamıyoruz. Bütün bunların üstüne birde şehir hayatının keşmekeşinin, gürültüsünün insanda oluşturduğu STRES eklenince virüslere gerek kalmıyor.
Kişinin adı ne olursa olsun bir hastalığa yakalanıp da yatağa düştüğünde hele birde solunum cihazına bağlandı ise içten içe öleceğim kurtuluşum yok duygusu tüm bağışıklığı çökertiyor.
İmkânsız denen kanser vakalarında bile kişilerin rutini değiştirip yaşam koşullarını değiştirmesi, umut ve inanç ile hastalığı yendiği görülmüştür.
Vücudumuz mükemmel bir makine. Biz ona iyi bakarsak yenemeyeceği hastalık yok. Yeter ki umudumuzu inancımız kaybetmeyelim ve vücudumuzun ihtiyacı olan doğal gıdayı, vitaminleri zamanında alalım. Hareketsizlikten kurtulalım.
Eğer bir mers gibi salgına denk gelip de bulaşırsa hafif semptomlarla birkaç öksürük veya hapşırma ile atlatabilelim.
